Elif-i Maksûra ( الألِفُ المَقْصُورَةُ ): İsim ve sıfatların sonuna ( ى veya ( ا şeklinde yazılan eliftir. Elif-i maksûra’nın müennesliğe delalet edebilmesi için kelimenin aslından olmayıp zâid olması şarttır. Aksi takdirde الفَتَى
(delikanlı), المسُْتَشْفَى (hastane) ve مُوسَى (Mûsâ) örneklerinde olduğu gibi müenneslik anlamı ifade etmez. Zira bu örneklerde elif-i maksûra, kelimenin kök harflerindendir, müenneslik için sonradan eklenmiş değildir.
Elif-i Maksûra’nın Te’nis Alameti Olarak Kullanıldığı Yerler
فُعْلَى ve فَعْلَى vezinlerindeki isim ve sıfatlarda zâid olan elif-i maksûra müenneslik alametidir. فُعْلَى vezni, müzekker olan أَفْعَلُ ism-i tafdilinin müennesidir. فَعْلَى vezni ise, müzekker olan فَعْلاَنُ sıfat-ı müşebbehe vezninin
müennesidir. Ayrıca فَعْلَى vezninde bir takım isim ve mastarlar da vardır. İsm-i tafdil, mukayese ve üstünlük bildirmek için fiillerden أَفْعَلُ vezninde türetilir. Sıfat-ı müşebbehe ise, şahıs ve nesnelerdeki sabit niteliklere delalet
etmek üzere geçişsiz fiillerden çeşitli vezinlerde türetilir. فَعْلَى vezni bu vezinlerdendir. Aşağıdaki kelimeleri ve cümle içerisindeki kullanımlarını inceleyiniz:
كُبْرَى – شَبْعَى – صُغْرَى – عَطْشَى – دُنْيَا – حُبْلَى – ذِكْرَى – بُشْرَى – عُلْيَا – سُفْلَى – جَوْعَى – حُسْنَى – سَكْرَى –
En büyük kadın. . المرَْأَةُ الكُبْرَى En büyük erkek. . الرَّجُلُ الأَكْبَرُ أَكْبَرُ kelimesi كَبُرَ “büyük oldu” fiilinden türetilmiş “en büyük” anlamında ism-i tafdil’dir. كُبْرَى ise أَكْبَرُ vezninin müennesidir. Dikkat edilecek olursa
أَكْبَرُ kelimesinde elif-i maksûra yoktur. Oysa كُبْرَى kelimesinde elif-i maksûra vardır. Elif-i maksûra كُبْرَى kelimesini müennes yapmakta ve onu müzekkeri أَكْبَرُ vezninden ayırmaktadır. هَذَا رَجُلٌ شَبْعَانُ. Bu tok bir adamdır. . هَذِهِ اِمْرَأَةٌ
شَبْعَى Bu tok bir kadındır. شَبْعَانُ kelimesi شَبِعَ “doydu” fiilinden türemiş “tok” anlamında sıfat-ı müşebbehe’dir. شَبْعَى ise شَبْعَانُ sıfatının müennesidir. Dikkat edilecek olursa شَبْعَانُ kelimesinde elif-i maksûra yoktur. شَبْعَى
kelimesinin sonunda ise elif-i maksûra vardır. Elif-i maksûra شَبْعَى kelimesini müennes yapmakta ve onu müzekkeri شَبْعَانُ sıfatından ayırmaktadır. En küçük kız kardeş. الأُخْتُ الصُّغْرَى En küçük erkek kardeş. . الأَخُ
الأَصْغَرُ En yüce gaye. . الغَايَةُ العُلْيَا En yüksek hedef. . الهدََفُ الأَعْلَى Susuz kadın. . المرَْأَةُ العَطْشَى Susuz adam. . الرَّجُلُ العَطْشَانُ Sarhoş kadın. . المرَْأَةُ السَّكْرَى Sarhoş adam. . الرَّجُلُ السَّكْرَانُ En düşük zarar. . الخَسَارَةُ الدُّنْيَا En
düşük kar. . الرِّبْحُ الأَدْنىَ Veren el alan elden üstündür. . اليَدُ العُلْيَا خَيْرٌ مِنَ اليَدِ السُّفْلَى O güzel günler hoş bir anı oldu. . أَصْبَحَتْ تِلْكَ الأَيَّامُ الجَمِيلَةُ ذِكْرَى طَيِّبَةً Hint, sınıftaki en küçük kız öğrencidir. . هِنْدٌ هِيَ الطّالِبَةُ الصُّغْرَى في الصَّفِّ (
وَذكَِّرْ فَإِنَّ الذِّكْرَى تَنْفَعُ الْمُؤْمِنِينَ. (الذاريات – 55 Öğüt verip hatırlat. Zira hatırlatmak müminlere fayda verir. Ve ona en büyük mucizeyi gösterdi. .( فَأَرَاهُ الْآيَةَ الْكُبْرَى. (النازعات – 20 .( َا. (الأَعْرَافُ- 180 وَلِلَّهِ الْأَسمَْاءُ الحُْسْنَى فَادْعُوهُ ِ
En güzel isimler Allah’ındır, O’na o isimlerle dua edin. İhracatımız en yüksek seviyelere çıktı. . اِرْتَفَعَتْ صَادِرَاتُنَا إلى المسُْتَوَيَاتِ العُلْيَا .( فَلَمَّا ذَهَبَ عَنْ إِبْرَاهِيمَ الرَّوْعُ وَجَاءَتْهُ الْبُشْرَى يُجَادِلُنَا فِي قَوْمِ لُوطٍ. (هود – 74 İbrahim’in korkusu gidip müjde gelince, Lut kavmi hakkında bizle mücadeleye başladı.
Kadın arabasını içkili kullanıyordu. . كَانَتْ المرَْأَةُ تَقُودُ سَيَّارَتَهَا وهِيَ سَكْرَى
Gelecek günler büyük olaylara gebe. . الأَيّامُ المقُْبِلَةُ حُبْلَى بِالأَحْدَاثِ الكُبْرَى